Pages

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

23 Ekim 2007

Bölüm 4-Evde bakim günleri

Bir süredir evde olan biri için epeyce uzun bir ara verdim kabul...ve çok yoğundum vakit bulamadım da diyemiyecegim:)Neyse bugun yazmak içimden geldi...çok ara verdigim için çok da şey birikti kısmen anlatabileceğim sanırım. İzmire geleli sanirim tam 32 gun oldu bugun.Beslenme seklim filan yani hala tuple .Geldigimizden beri 1 gastroentrolog(mide-barsak hastalıkları uzmanı) ve 3 ayri genel cerrah ile görüştük. İlk gittiğimiz Ege üniversitesindeki profesörlerden biri ve deliğin kendi kendine kapancağını söyledi.Fakat şöyle bir durum var genel cerrahlarda kendi içlerinde uzmanlaşmışlar kimi mide de kimi karaciğerde kimi pankreasta ya da kimi de meme hastalıklarında uzman.Bu arada ilk gittiğimiz mide ve meme ağırlıklı çalışan birisi.Ben de sürekli araştıyorum bir tane mide üzerine sadece çalışan bir prof bulduk ve muaynehanesinden randevu alarak gittik.(Gitmez olaydım) Gayet tüccar ve hasta psikolojisini hiçe sayan bir doktorumuzmuş kendisi ve bu konuda kötü ünü de varmış ne yazık ki bunu sonradan öğrendik. Bana baktı elimizde epikrizler var onları doğru dürüst okumadı bile kızım dedi bu delik kendi kendine kapanmaz seni çok acil ameliyat etmemiz lazım....Ben alt üst oldum..çünkü o ana kadar bütün dr.lar kendi kendine kapanma olasılığı yüksek en son çare ameliyattır diyorlar ve zaten o da şu anda yapılamaz şeklinde konuşuyorlardı. Bu çok aferdesiniz p...k kişi ben bun yaparım zaten benden başka da kimse yapamaz şeklinde moral bozucu ve egomanyak yorumlarından sonra bu işi özel bir hastanede yapabileceğini bunun da bize 25bine patlayacağını söyledi. Biz neyse annemle çıktık mua.den ve alt üst olmuş durumdayız ameliyatfikriyle...neyse eve geldik sorduk soruşturduk bilenlere danıştık ve o adamın piyasadaki ününden de haberdar olup laflarını dikkate almamaya karar verdik. Fakat benim moralim o kadar bozuktu ki size anlatamam ..ben asla iyileşemiyeceğim psikolojisine bir kaptırdım kendimi sabah uyanıyorum ağlıyorum gecenin bir yarılarına kadar.Uyku hak getire...berbattım yani. Sonra bizim bir tanıdığımız var ve benim bir kaç sene önce benim safra kesesi ameliyatımı yapmıştı.Dürüst ve iyi bir cerrahtır ona gitmeye karar verdik.Yine aldık elimize epikrizlerimizi ve ona gittik..O da aynen diğer aklı başında dr.ların söylediklerini söyledi.Bu delik kendi kendine kapanbilcek durumda ve 3. bir operasyon en son çaredir diye.Bana inanılmaz güven verdi ve moral oldu.Ben orda da ağlayınca bana sen Cumartesi günü buraya gel bizimle birlikte çalışan NLP uzmanı bir arkadaş var onunla bir görüş dedi.Uzun lafın kısası geçen Cumartesi ve dün olmak üzere 2 kere görüştük o hanımla ve bana inanılmaz iyi geldi.Bu Cumartesi tekrar gidicem.Aranızda ilgilenen var mı NLP ile? Ben hep duyardım ama bilgili oldugum bir konu değildi. İşte böyle ...bu arada hastalık dönemimde kimler gerçek arkadaşım kimler değil gördüm ve gerçektne insan inanılmaz şaşırabiliyor. Çok yakın bildiğim insanlar doğru dürüst arayıp sormazken benim sevmediğim ya da uyuz buldugum müşterilerimizden 10larca kere arayan oldu. Dost kötü günde belli oluyormuş gerçekten. Etrafınızı bir kere daha gözden geçirin derim:) Fiziksel olarak tek şikayetim drenlerin neden oldugu çok şiddetli omuz ağrısı. o Drenlerden birinin ucu diyaframa yakın bir yerde ve orayı irrite ediyormuş aynı sinir öbeği de omuzdan geçtiği için omuz ağrısı yaparmış.Tabi bu ağrı sinir ağrısı oldugu içn ne ovmak ne kremler fayda ediyor.Ancak iğne ile hatta onun bile etkilemediği günler oldu. Ama geçicek...az kaldığını hissediyorum.Midemdeki delik kendini tamir ediyor ve örüyor. Şimdilik benden bu kadar hepinizi öpüyorum gerçekteki arkadaşlarımdan daha vefakar arkadaşlarım...

03 Ekim 2007

Bölüm 3

Hastane gunlerimiz genellikle cok sevimsizdi.Yani derler ya allah eksikligini hissetirmesin ama dusurmesin diye aynen oyle. Ben ilk gittigim gece 3 kisilik bir odada kaldim ve baya sıkıntılıydı.Allahtan ertesi gun ozel oda bosaldi bizi oraya aldilar.Klasik hastanelerden farkli bir hastane mimarisine sahip Atatürk eğitim Araştırma.Zaten çok yeni bir bina.Az katlı ve koridorları odaları ferahtı.Odanin icinde banyomuz wcmiz de vardi.Tabi ben oraya gider gitmez yogun bir antibiyotik tedavisine basladilar.O günlerde daha damardan besleniyordum.Boyle bembeyaz serum gibi bir sey var ve bildiginiz damar yolundan veriliyor.Damar yolu deyince hastanedeki en büyük kabusumdu diyebilirim.Damarlarım çok zor bulunuyordu ve en fazla 2 gun dayanabiliyordu.Bu konuda başarılı hemşire ise maalesef gözlemlediğim kadarıyla pek az+ bu işlem onları da strese sokan bir iş...Ama uzun süreli tedavilerde şart oyle bir damara takıp bitmiyo iş. Allahım ya neler çektim o kollarım ellerim hep mahvoldu,flibit oldum.İğne yerleri enfekte oldu hep ellerim şişer ,ağrır ateş yapar.Çaresiz dayandık...Bu arada hemşirelerden inanılmaz tatlı ve işini sevenler olmasına rağmen 3 tanesi vardı ki direk psikopatlardı.Bir tanesi bir keresinde o kadar canımı yaktı ki ertesi gun onu şikayet etmek zorunda kaldım sorumlu hemşireye ve onu bir daha bana vermediler.Elim şiş enfekte diyorum kadına tutuyo cart diye bir ters çevirdi ki direk sadistlik başka bir şey değil.Kadına birşey söylüyosun güzellikle sen bi sakin ol filan diye cümle kuruyor.Beni az ağlatmadı bir gün.O yüzden şikayet ederken hiç vicdanım sızlamadı.İşinin gereği gibi davranabilmeli herkes. Hastaneye yattığımın 9. gununde dr.larımdan 2 si yanıma geldi bunu sana takmamız gerekiyor diye o da ne filan dedim.Bu halen burnumdan bağırsağıma uzanan beslenme tüpüymüş.Ben bunu duyar duymaz ağlamaya başladım..Sonra izah ettiler damardan beslenmeyi bırakıp buna geçmemiz gerekiyor, tedavi sürecin uzun ve de bağırsaklarını çalıştırmazsak felce uğrama tehlikesi var deyince zaten kabul etmekten başka çarem yoktu kuzu kuzu oturdum yatağa.Başımı arkaya attırdılar..burun deliğimden başladı sokmaya ve bana sürekli yutkun yutkun diyerek onu yaklaşık 1.20 cm filan aşağıya gönderdiler.Daha sonra da röntgen çekildi doğru yerde mi diye tüp.O günden beri bağırsaklarım yoluyla besleniyorum işte midemi kullanamadığımız için.Yetişkin mamaları var sıvımsı birşey ve bir pompaya bağlı dr.ların söylediği miktarda ayarlanıyo ve o damla damla gidiyo bağırsaklara.Benim şu anda evde beslenme şeklimde aynı...Gece 12ye kadar mama açık kalıyor daha sonra sabah saat 6 da tekrar bağlanıyor.(Annem yapıyo tabi bu işleri)Her saat başı da tupun belirli bir birleşme yeri var oradan belli miktarda su.Hem benim su ihtiyacım karşılansın diye hem de tüpün tıkanma olasılığını azaltmak için.Mama sıvı görünümlü anca çok kısa sürede katılaşabilen bişey. İçinde aklınıza gelebilecek hertürlü element mineral ve çoğu vitaminler var.Benim normalde tırnaklarım hiç uzamazdı simdi bir sağlamlaştılar ki hayret.Saçım ve cildim çok kuruydu son günlerde çabuk yağlanır oldu .Mamaya bağlıyorum ben bunu.Hastanedeyken ilaveten vitamin iğneleri de oluyodum. Bu arada mamanın günlük kalori değeri 2500 olarak ayarlandı:) İronik değil mi..Hastanedeyken demiştim hatta dr.lara obez geldim morbid obez çıkıcam diye..gülüşmüştük. Ama beslenme yaraların iyileşmesi için çok önemliymiş.Kişinin kilosuna göre hesaplanıyormuş. Ben yine izninizle bir ara veriyorum daha sonra devam etmek üzere. Sevgiler